Bülent SAÇAK

Cilt Kanserlerinin

Cerrahi Tedavisi

Tümörün uzaklaştırılması ve onarım

Cildimiz vücudumuzun, ultraviyole ışınlar başta, her türlü dış etkene maruz kalan örtücü dokusu ve en büyük organıdır. Erişkinlerde cilt ortalama 1.8 m2 yüzey alanına sahiptir. Cilt kanserleri toplumda tüm kanserler içinde en sık görülen kanser türüdür. Ortalama olarak 5 kişiden birisi yaşam süresinde cilt kanserine yakalanacaktır. Öte yandan hem erken tanı konulabilmesi, hem de cerrahi ve diğer tedavilerin etkinliği sebebiyle başarıyla tedavi edilebilir bir kanser grubudur. Bu bölümde cilt kanserleri ile ilgili en temel soruları ve cevaplarını derlemeye çalışacağım. 

Basit anlatımla; cildiniz varsa cilt kanseri adayısınızdır. 

Açık tenli olmak, çillenmesi olmak, ailede deri kanseri öyküsü olması, geçmişte sık güneş yanığı öyküsü olması, çok güneş alan bölgelerde ikamet etmek, katran benzeri karbon türevlerine maruz kalma öyküsü olması cilt kanserleri için risk faktörlerinin başlıcaları arasındadır. Ancak cilt kanseri olan çoğu bireyde bu faktörlerin hiçbirinin bulunmuyor olması da şaşırtıcı değildir. 

Cildi oluşturan hücrelerden çok fazla sayıda ve türde kanser gelişebilirse de, pratikte beraberce cilt tümörlerinin %95’den fazlasını oluşturan en sık 3 tip kanser ile karşılaşılır;

Bazal Hücreli Karsinom (BCC– Basal Cell Carcinoma) en sık görülen deri kanseri tipidir ve en çok güneş gören yerlerde ortaya çıkar. Genelde yavaş seyir gösterir, lenf bezlerine ve uzak organlara sıçrama yapması pratikte beklenmeyen bir kanser türüdür.

Skuamöz Hücreli Karsinom (SCC– Squamous Cell Carcinoma) da en sık güneş gören bölgelerde izlenir. Çok hızlı gelişebilir, lenf bezlerine ve uzak organlara yayılma potansiyeli taşır.

Malign Melanoma (MM) cilde rengi veren hücrelerden kaynaklanır ve vücutta her bölgede çıkabilir. Güneş ışığı ile ilişkilendirilen tipleri de vardır. Cilt kanserleri içinde en fatal kanserlerdendir. Lenf bezlerine ve uzak organlara yayılabilir. Böyle durumlarda 5 yıllık sağ kalım şansı ne yazık ki dramatik olarak düşer.  

Bu kanserlerin tedavileri ve gidişatları ile ilgili beklentiler farklı olacağından kesin tedavi öncesi biyopsi ile tanı koymak bir tedavi standartıdır. 

Cildimiz dış etkenlere açıktır ve cilt kanserleri de en çok güneş gören bölgelerde gözükür. Cildinizdeki HER anormal görüntü kanser değildir ama her anormal görüntü özen ve dikkati hak eder. Başka organların kanserlerinin aksine, cilt kanserleri için avantajımız dışarıdan çıplak gözle görülebiliyor olmalarıdır; bu sebeple kendinizi muayene etmeniz değerlidir. Sizi kaygılandıran lezyonlar için doktora gitmekten de çekinmeyin. 

ERKEN TANI HAYAT KURTARIR

Büyüyen, iyileşmeyen, karakter değiştiren her lezyon kanser olabilir ancak her kanser türünün karakteristik bazı görünümleri de vardır. 

BCC çevresi yüksek, ortası çukur bir yara olarak karşımıza çıkabileceği gibi, beyaz kahverengi bir plak veya iyileşmeyen bir ülser olarak karşımıza çıkar

SCC, en sık sınırları bazen belirsiz, ortası ülsere ve zaman zaman kanayan ve kabuklaşan, kaşıntılı yaralar olarak karşımıza çıkabilir. 

MM, vücudumuzda çok sayıda olan benler gibi var olan deri lezyonlarının değişim göstermesiyle veya normal deriden çıkabilir. Bir lezyonda renk ve sınır değişiklikleri, büyüklük, ciltten kabarıklık, asimetri alarm işaretidir. Ayrıca kanama, kabuklanma, ülserleşme, ve kaşıntı MM bulgularındandır. 

SONUÇ OLARAK: Cildinizde her zamanki görünümü değişerek sınırları düzensizleşen, kabaran, büyüyen, renk değiştiren, kaşıntı yapan, ülserleşen, kanayan, iyileşmeyen veya kaygı uyandıran her lezyon kanser habercisi olabilir ve doktora başvurmanız sizin yararınıza olacaktır. 

İlk görüşmemiz kapsamında şikayetinizi, şikayetinize konu olan cilt bulgusunun öyküsünü, başvuruya kadar yaptırdığınız tetkik ve tedavileri, sizin ek hastalıklarınızı, alışkanlıklarınızı ve tıbbi kondisyonunuzu değerlendiriyoruz. Genellikle tıbbi arşivleme ve planlama için fotoğraflarınızı alıyoruz.

Bazı durumlarda genel vücut değerlendirmesi için dermatolog meslektaşlarımızdan destek alıyoruz. 

Tedavi öncesi tanının tam olarak ne olduğunu öğrenmek son derece önemli olduğundan biyopsi adı verilen tanısal bir cerrahi işlem planlanır. Çok ufak boyutta, göz dudak gibi kritik yapılara yakın olmayan lezyonlarda lezyonun tümü çıkartılabilir (eksizyonel biyopsi). Lezyon büyükse, ameliyathane dışı koşullarda çıkartılması zorsa veya kritik dokulara komşuysa lezyondan tanı için bir kaç parça alınabilir (insizyonel biyopsi).

Biyopsi tanısal bir girişimdir ve eksizyonel biyopsi ile görünen lezyonun tamamı alınsa bile tedavi olarak kabul edilmez.

Biyopsi sonuçları ile kesin tanıyı elde ettikten sonra cerrahinin kapsamı, cerrahi dışı tedavilere (kemoterapi, radyoterapi) gerek olup olmayacağı, çıkartılan dokunun yerinin nasıl onarılacağı ile ilgili seçenekler ve olası kozmetik sonuçlar görüşmenin temel konu başlıklarını oluşturur. 

Biyopsi ile tanı konduktan, gerekiyorsa MR, BT gibi görüntüleme tetkikleri tamamlandıktan sonra tedaviye geçilir. 

  1. Anestezi
    Anestezi sizin süreci olabilecek en konforlu şekilde geçirebilmeniz içindir. Yapılacak işlemin kapsamı ve sizin kaygı seviyenize göre, beraber tartışarak lokal anestezi, sedasyon, genel anestezi seçeneklerinden birini tercih ediyoruz.
  2. Tümörün uzaklaştırılması
    Bir cilt kanserinin sadece gözle bakarak derinde ne kadar yayıldığını kesin olarak tespit etmek mümkün değildir, çoğu zaman kanser deri altında daha yaygındır. Bu sebeple cerrahide  tümörün görünür sınırından belli bir mesafe gözetilerek tümör çıkarılır. Bu mesafeye cerrahi sınır (surgical margin) denir,  tümörün tipine ve evresine göre değişiklik gösterir ve 0,5 cm ila 5 cm arasında belirlenebilir.

SNLB (sentinel lenf nodu biyopsisi) tümör lenfatik yayılım gösteren karakterdeyse, tümörün drenaj sahasındaki ilk lenf bezini bulmak için uygulanan bir cerrahidir, özellikle melanositik tümörlerde standart haline gelmiştir.

Lenf nodu diseksiyonu tümörün bölgesel lenf nodlarına sıçradığı tespit edildiyse ameliyata eklenmesi gereken bir uygulamadır. Tümör yerleşimine göre kasık, koltuk altı ve boyun lenf bezlerinin temizlenmesi söz konusu olabilir.

  1. Onarım (Rekonstrüksiyon)
    Çok küçük bir tümör dahi çıkartıldığında yerleşim yerine göre önemli bir görüntü bozukluğu yapabilir veya çevre dokuların basitçe birbirine dikilmesi ile kapanmayabilir. Böyle durumlarda rekonstrüktif cerrahinin pek çok tekniğini size alternatif olarak sunmaktayız. Hepsi kişiye özel olarak planlanan bu tekniklerden başlıcaları, ince deri yamaları (greftler), komşu dokulardan kaydırma yaparak  onarım sağlayan ufak lokal flepler, yakın komşuluktan faydalanılan bölgesel flepler ve çok büyük ve kompozit doku kayıplarının onarımına olanak sağlayan serbest fleplerdir.
    Tümörün tipine, evresine ve yerleşimine, yaşınıza, sağlık durumunuza, beklentilerinize göre belirlenecek onarım yönteminin özel riskleri ve avantajları önceden uzun olarak tartışılacaktır.
  2. Ameliyat sonrası adjuvan (Ek) tedaviler:
    Bazı tümör tipleri radyoterapi ve kemoterapiye duyarlıdır. Patoloji sonucu alındıktan sonra, çok disiplinli toplantılarda hastalarımızın patolojileri, görüntülemeleri ve diğer faktörler tartışıldıktan sonra tümörün evresine göre hastalarımıza ek tedaviler önerebilmekteyiz.

Cilt kanserleri için en etkili tedavi cerrahidir ancak cerrahi uygulamaların kapsamına, hastalığa ve hastanın kendi durumuna özel belirli riskler olduğu unutulmamalıdır. Görüşmemizde olası riskler hakkında bilgi almalı, ameliyat ile ilgili kazanımlarınız ve olası riskleri tartarak ameliyata karar vermelisiniz. 

Cilt kanserinin uzaklaştırılması ve oluşacak defektin onarımı ameliyatını mutlaka yeterliliği ve deneyimi olan bir Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi  uzmanı yapmalıdır. Her türlü dikkat ve özene rağmen, hastaların açık olduğu bazı riskler vardır. Bu risklerin bir çoğu gerçekleşse dahi nihai sonuca ulaşılmasını engellemez ancak deneyimli bir doktor tarafından yönetilmesi yaşanacak sorunları en aza indirecektir. Başlıca riskler aşağıdaki gibidir.

Erken dönemde (ilk 2-3 hafta)

  • Anestezi riskleri
  • İlaçlara ve pansuman bantlara karşı gelişen allerjiler, kaşınmalar
  • Enfeksiyon
  • Ağrı
  • Kesi hatlarında iyileşme bozukluğu, açılma, geç iyileşme

Geç dönemde:

  • Kötü izler
  • Tümörün tekrarlaması (rekürrens)
  • Yukarıdaki nedenlere bağlı revizyon cerrahileri
  • Tümörün sistemik yayılımı

Aklınızdaki tüm soruları ameliyat öncesi cerrahınız ile özgürce konuşmanız ve karar sürecinde aktif rol almanız beklentileriniz ile cerrahi hedeflerinin ve olanaklarının birbirine yaklaşmasına, sonuç olarak da tüm süreçten yaşayacağınız memnuniyetin artmasına sebep olacaktır.

Erken dönemde hastanede ve evde bir dinlenme döneminiz olacaktır. Bu dönem yapılacak ameliyatın kapsamına göre çok değişkenlik gösterir. Bu dönemde ve belki sonrasında pansumanlarınız, ilaç tedavileriniz olacaktır. Tüm bunlar ile ilgili tercihen ameliyat öncesi konuşulmaktadır. 

Diğer bilmeniz gereken konular arasında dikişlerinizin alınıp alınmayacağı, alınacaksa kaç gün sonra alınacağı, günlük yaşam aktivitelerine ne zaman tam olarak döneceğiniz sayılabilir.

Nihayetinde bir tümör cerrahisi geçirip ve süreci başarı ile tamamladıktan sonra en önemli konulardan biri düzenli takiplerin sağlanmasıdır. Ameliyattan sonraki 5 yıl sıklığı giderek azalan şekilde takiplere gelmenizi, gerekirse görüntüleme tetkikleri ve laboratuvar testleri yaptırmanızı talep edebiliriz. Bu kontrol ve testler, tekrarlayan bir tümörü siz henüz farketmeden saptamayı sağlayacaktır.

BANA ULAŞIN